Koronavirüs pandemisi tarafından tetiklenen kripto para piyasası çöküşünün üzerinden 3 yıl geçti. Bu üç yılda çok şey değişti, değişmeye de devam ediyor.
2020 yılının başında patlak veren Koronavirüs pandemisi döneminde ABD merkez bankası Fed, zor durumdaki ekonomiyi canlandırmak adına daha önce eşi benzeri görülemiş büyüklükte karşılıksız para basmaya başladı.
Bitcoin pandemi sürecinde geleneksel borsalarla korelasyon içerisinde hareket etti ve sadece saatler içerisinde 8 bin dolardan 3.750 dolara geriledi.
Piyasalardaki toparlanmayla birlikte bireysel yatırımcılar kripto paralara ve memecoin’lere akın etti. Sonuç olarak 2021 yılında kripto para piyasası boğa sezonuna girdi. Bitcoin’in 69 bin dolarla yeni bir tüm zamanların en yüksek seviyesi belirlediği boğa sezonunda altcoin’ler de inanılmaz bir performans gösterdi. Böylelikle kripto paralar hem büyük hem de küçük yatırımcıların dikkatini çekmeyi başardı.
Birçok halka açık şirketin kripto paralara ciddi şekilde yatırım yapmasıyla 2021, kripto para sektörü için rekorların pozitif yönde altüst edildiği bir yıl oldu. Ancak 2022 yılında patlak veren ayı sezonuyla birlikte kripto paralarda yeniden ciddi değer kayıpları yaşandı. Şimdi ise bankacılık sektöründe yaşanan son olaylar asıl sorunun kripto para piyasasında değil geleneksel finans piyasalarında olduğunu gösteriyor.
Bankaların ve Finansal Sistemin Çöküşü
Silicon Valley Bank’in (SVB) çöküşü hem kripto para topluluğunda hem de ana akımda şok etkisi yarattı. Forbes dergisi tarafından her yıl yayınlanan ABD’nin en iyi bankaları listesinde 5 yıl üst üste yer almayı başaran Silicon Valley Bank kısa bir süre önce kapatıldı.
Silicon Valley Bank sadece günler önce müşterilerinden gelen para çekme taleplerini karşılayamaması nedeniyle düzenleyiciler tarafından kapatıldı. 200 milyar dolarlık varlığıyla ABD’nin en büyük 16. kredi kuruluşu olan ve 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Silicon Valley Bank, teknoloji girişimleri ve risk sermayesi fonları için güvenilir bir finansman kaynağı olarak kabul ediliyordu.
Silicon Valley Bank ile Silvergate Bank’in çöküşünün aynı güne denk gelmesi, yeni bir ekonomik kriz için tehlike çanlarının çaldığı şeklinde yorumlandı.
ABD’de başlayan bankacılık krizi sadece günler sonra İsviçre’de yankı buldu. İsviçre’nin önde gelen bankalarından Credit Suisse’in en büyük ortağı Suudi Ulusal Bankası sermaye artırımı yapmayacağını açıklamasıyla bankanın hisseleri %30’un üzerinde değer kaybı yaşadı.
Özellikle Terraform Labs ve FTX çöküşlerinin ardından kripto para sektörünü abluka altına alarak yasaklamalar ve yaptırımlarla zoraki düzenleme girişimlerinde bulunan regülatörlerin kesinlikle bazı açıklamalar yapması gerekiyor.
Merkezileşmenin Getirdiği Sorunlar
Fed, ABD Hazine Bakanlığı, Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) başta olmak üzere ABD’li yetkililer, son dönemde kripto para sektörünü ülkenin finansal istikrarı için bir tehdit olarak görüyordu.
Ancak görünüşe bakılırsa ABD’nin karşısında kripto paralardan çok daha büyük bir tehdit var. Örneğin Silicon Valley Bank, kripto para sektöründe nispeten küçük bir etki yarattı. Ancak Silicon Valley Bank’in çöküşü tüm dünyada bir bankacılık krizini tetikledi. Bu da ABD’nin kripto paraları kötüleme konusundaki kararlılığının yanlış yönlendirilmiş bir öncelik olduğunu gösteriyor.
Şimdi ise akıllarda bazı sorular var geleneksel finansal sistem bu kadar kırılgan bir yapıya mı sahip? Geleneksel finansal sistemin merkeziliği, istikrarsızlık tohumları mı ekiyor? Bu soruların cevaplarını zaman içerisinde birlikte göreceğiz.
ABD’de başlayan bankacılık krizinin Silicon Valley Bank, Silvergate Bank, Signature Bank ve Credit Suise’den sonra başka bankalara sıçrayıp sıçramayacağı konusunda bir şey söylemek için henüz erken. Ancak merkeziyetsizlik söylemleri daha önce hiç bu kadar yüksek sesle dile getirilmemişti. Özellikle koronavirüs kaynaklı piyasa çöküşünden 3 yıl sonra kripto paraların hala bizimle olması ve daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde büyümeye devam etmesi bu anlamda bir işaret olabilir.