ABD, Birleşik Krallık, Brezilya, Nijerya ve Türkiye’deki yüksek enflasyonun sonucunda insanlar varlıklarının değerini korumak için kripto para birimlerine yönelebilir.
2008 yılındaki ekonomik krizin ardından küresel ekonomilerdeki yükseliş, 2020 yılındaki koronavirüs pandemisi ile birlikte sona ermişti. Sosyal mesafe ve evde kal çağrıları, üretimi ciddi ölçüde azaltırken çok sayıda merkez bankası ekonomilerindeki yaraları sarmak için devasa miktarlarda para basma kararı aldı.
Her ne kadar koronavirüs pandemisinin başlamasının üzerinden iki yıl geçse de tedarik zinciri sorunları, artan talep ve üretim maliyetleri gibi ekonomik sıkıntıların Rusya-Ukrayna savaşının finansal sonuçlarıyla birleşmesiyle birçok ülkede enflasyon oranları yükselişe geçti. Ülkemiz Türkiye’de enflasyon oranı geride bıraktığımız Nisan ayında %69,97 olarak gerçekleşti. Bu, 2002 yılının Mart ayından bu yana kaydedilen en yüksek enflasyon oranı olarak tarihe geçti.
ABD ve İngiltere’de de durum benzer şekilde.
80’li yıllarda enflasyon oranları astronomik oranda yükselirken insanlar servetlerini altın, gayrimenkul gibi gelecekte değerini koruyabilecek bir şeylere yatırıyordu. Ancak günümüzde kripto para birimleri var ve artık yüksek enflasyondan etkilenen bu ülkelerin vatandaşları servetlerinin bir kısmını kripto para birimlerine yatırmayı tercih ediyor.
Dünyanın dört bir yanında devam eden ekonomik krizden bahsederken dünyanın en güçlü ekonomisi ABD’den bahsetmeye değer. Bu yılın Nisan ayında, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), son 40 yılın rekor yüksek seviyesi olan %8.5’i gördü.
ABD’de enflasyonun bu denli yükselmesinin arkasındaki nedenlerden bazılarına Fed’in koronavirüs pandemisi sürecinde trilyonlarca dolar basma hamlesi, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışma nedeniyle yükselen elektrik ve gaz fiyatları örnek gösterilebilir.
Ancak meseleler Avrupa’daki savaştan çok önce başladığı için o kadar basit değil. Tedarik zinciri sorunları yerel (ve küresel) ekonomiye zaten zarar veriyordu ve yalnızca son birkaç ayda şiddetlendi. Hammadde ve işgücünün bulunması daha işleri zorlaştırdı. Böylelikle talep aynı kalırken hatta artarken üretim ve stoklar azaldı.
Bu durumun etkileri ise görünenden çok daha fazla. Ulaşım, barınma, yiyecek ve diğer tüm masraflar her gün yükselirken, insanların maaşlarının enflasyonla başa çıkmak için gerekli seviyeye ulaşması zaman alıyor. Bu nedenle, birçok kişi çözüm aramaya başladı ve deneyim ve finansal yeteneklere sahip olanlar servetlerinin bir kısmını değerli metallere, mülklere, tahvillere, hisse senetlerine ve dijital varlıklara yatırdı.
Çok sayıda finans uzmanı ve kripto para savunucusu, Bitcoin’i altının dijital versiyonu ve enflasyona karşı başarılı bir korunma olarak tanımlıyor. Paul Tudor Jones, Ray Dalio ve Jordan Peterson Bitcoin’i dijital altın olarak tanımlayan isimlerden bazıları. BTC’nin enflasyonla mücadele için uygun bir araç olarak hizmet edebileceği anlatısı, sınırlı arzından (şimdiye kadar sadece 21 milyon token), erişilebilirliğinden ve merkezsizliğinden (merkez bankaları tarafından basılmıyor veya kontrol edilmiyor) geliyor.
Bitcoin’in erişilebilirliği, yaygın olarak güvenli liman olarak kabul edilen değerli metallere kıyasla daha fazla. Bu nedenle Bitcoin kolaylıkla erişilemeyen değerli metallere kıyasla daha çok ilgi çekici. Bitcoin’e yatırım yapmak isteyenlerin tek ihtiyacı olan bir internet bağlantısı. Eğer merkezi borsalar aracılığıyla yatırım yapmayı tercih ediyorsanız hesap oluşturabilir, oldukça hızlı bir şekilde kimliğinizi doğrulayabilirsiniz. Ayrıca yatırımcılar ayrıca çok küçük miktarlarda BTC satın alabilirler (bütün bir tane satın almalarına gerek yoktur).
Bitcoin boğası Michael Saylor geçtiğimiz günlerde ABD’deki enflasyon oranının aslında yetkililerin açıkladığından daha yüksek olduğunu savundu ve enflasyondan korunmak isteyen insanlara lider kripto para birimine yatırım yapmalarını tavsiye etti.
Enflasyonun 40 yılın zirvesine ulaştığı bir diğer ülke ise Birleşik Krallık. Yukarıda belirtilen nedenlerin dışında, ada ülkesindeki kriz, Birleşik Krallık’ın Brexit ile birlikte Avrupa Birliği’nden çekilmesiyle körüklendi. Uzmanlar, Avrupa’nın geri kalanıyla kesintiye uğramış finansal bağlantıları nedeniyle Birleşik Krallık’ta yaşam maliyetinin artırmasının muhtemel olduğunu düşünüyor.
Yakın tarihli bir Coinbase raporu, Britanyalıların %33’ünün kripto paralara yatırım yaptığını ve Birleşik Krallık’ta kripto para kullanımının arttığını ortaya koydu. Ada ülkesindeki yatırımcıların favori kripto para birimleri ise sırasıyla şu şekilde: Bitcoin, Ethereum, Dogecoin ve Binance Coin.
Nisan ayında, Güney Amerika’nın en büyük ülkesi olan Brezilya, tüketici fiyat endeksi IPCA’nın Mart ayındaki %11,04’ten Nisan ayında %12.1’e yükseldi ve bu bir ay içerisindeki en hızlı enflasyon artışı olarak kayıtlara geçti.
Ekonomik krizin ışığında, Gemini’nin anketine göre, katılımcıların %41’i Bitcoin veya altcoin sahibi olduğunu belirttiği Brezilya kripto para birimlerinin benimsenmesi konusunda dünya lideri.
Nijerya’daki enflasyon oranı da her ay yükselmeye devam ediyor ve şu anda ülkede enflasyon %16’nın üzerinde. İlginç bir şekilde, KuCoin, Afrika’daki finans merkezlerinden Nijerya’da 33 milyondan fazla kripto para yatırımcısına sahip olduğunu tahmin ediyor (18 ila 60 yaş arasındakilerin %35’i). Enflasyon korkularının yanı sıra, Nijeryalıların büyük bir kısmı finansal hizmetlere sınırlı erişimleri olduğu için servetlerini kripto para piyasasına yatırıyor.
Tüm bu ülkelerdeki olumsuz eğilime rağmen, Türkiye’de enflasyon krizi daha da kötü görünüyor. Geride bıraktığımız yılın sonunda, Türk Lirası, Amerikan doları karşısında değerinin önemli bir kısmını kaybetti.
Bu yıınl Mart ayında Türkiye’de enflasyon oranı %60’ı aştı. Altın, ülkedeki en önemli ve yaygın olarak kullanılan yatırım aracı olmaya devam ediyor, ancak AK Parti hükümeti ise halkı ekonomiyi desteklemek için değerli metallerini varlıklarını bankalara yatırmaya teşvik ediyor.
Yüksek enflasyon nedeniyle dünyanın dört bir yanındaki ve ülkemizdeki yatırımcılar servetlerini yavaş yavaş Bitcoin’e, değeri 1:1 oranda USD’ye sabitlenen Tether’e kaydırmaya devam ediyor.