2020 yılında büyük bir popülariteye ulaşan merkezsiz finans (DeFi) piyasası şu sıralar zor günler geçiriyor. Bu makalemizde DeFi projelerindeki kan kaybı sürerken, piyasanın eski neşeli günlerine dönmesini sağlayabilecek 3 gelişmeden bahsedeceğiz.
DeFi piyasasında geçtiğimiz hafta oldukça zorlu geçti. DeFi sektörünün kalbi diyebileceğimiz en popüler projelerin çoğu düşüş trendine devam ediyor.
Aynı zamanda, DeFi protokollerinde kilitlenen toplam değer (TVL) metriği de son iki gündür düşüş gösteriyor.
DeFi Pulse verilerine göre, TVL bu yazının hazırlandığı tarihte 10.15 milyar dolara kadar geriledi. Bu da DeFi pazarının 30 Eylül’de kaydettiği 11,23 milyar dolarlık değerinin yaklaşık 1 milyar dolarlık kısmını Eylül ayı başından bu yana kaybettiği anlamına geliyor.
Buna verilere dayanarak, CryptoPotato geçtiğimiz günlerde yayınlanan Binance DeFi endeksinin ilk aylarında %50’nin üzerinde düşüş kaydettiğini ve bu endeksin DeFi piyasasında kötü performans gösteren bazı popüler kripto paralarının bazılarını içermediğini bildirmişti. Binance’in DeFi endeksi başlangıç fiyatına kıyasla %63’lük bir değer kaybı yaşadı ve bu da piyasanın gelecekte düşüş yaşamaya devam edeceğini gösteriyor.
Ancak, kan kaybına devam eden DeFi piyasasını yeniden eski canlılığına kavuşturabilecek bir kaç etmen var. Haydi bu etmenlere yakından bakalım.
Şimdiye kadar DeFi projeleri sürekli yüksek getiriler ve yükselme potansiyeli olan yeni projelere çok büyük anlamlar yüklenmesiyle kripto para piyasasında bir heyecan yaratmayı başarıyordu.
Bu projelerden ilki Yearn Finance adlı bir projeydi. Platformun yönetişim token’ı YFI’ın bir anda 44 bin dolara yükselmesiyle kripto para piyasasında DeFi rüzgarları çok sert bir şekilde esmeye başlamıştı. Eşsiz token dağıtımı, kıt arzı ve projeye olan astronomik talep nedeniyle YFI bir anda kripto para topluluğunun dikkatini çekmeye başladı. Büyük bir başarıya imza atan YFI’ın şöhretinden yararlanmak amacıyla sonrasında benzer isimlerle birçok kripto para biriminin piyasaya sürüldüğüne şahit olduk.
Bununla birlikte, YFI’nin likiditesi ve genel getirisi, geçtiğimiz haftalarda düşüşe geçti ve bu durum YFI token’ın fiyatında büyük bir düşüşe neden oldu.
Sonrasında ise her biri adını popüler bir yemekten alan geyik temelli DeFi token’ları sahneye çıktı. SUSHI, Tendies, Yam, Kimchi, Pasta gibi birçok kripto para projesi bir anda topluluğun dikkatini çekti. Bu merkezsiz finans token’ları arasında belki de en çarpıcı yükselişi SUSHI adlı Uniswap fork’u kaydetti. SUSHI’nin kaydettiği etkileyici yükselişin ardından en popüler merkezsiz finans protokolü Uniswap de kendi yönetişim token’ını çıkarma kararı aldı. Ancak Uniswap’in kendi yönetişim token’ı UNI, airdrop’la platform kullanıcılarına dağıtılması büyük yankı uyandırmasına rağmen kısa sürede düşüşe geçti. Uniwap’in yönetişim token’ı çeşitli nedenlerden ötürü beklentileri karşılamaktan uzak kaldı.
DeFi piyasasındaki en son trend ise NFT olarak da adlandırılan benzersiz token’lar oldu. Öyle ki NFT türü bu kripto paralar arasında en öne çıkanı 10 dolardan 2,000 dolara kadar yükselen MEME token oldu.
Bu aralar DeFi alanında yatırımcıların yeniden heyecanlanmasına neden olabilecek herhangi bir gelişme yok. Bu nedenle DeFi alanında yatırımcıların yeniden ilgisini çekebilecek büyük gelişme ortaya çıkana kadar işlerin değişmesi pek de olası görünmüyor.
Özellikle Bitcoin’in 11 bin dolarlık psikolojik direnci defalarca kırmaya çalışması ve başarısız olması sonucunda piyasanın bir süredir 10,500 dolar bandında yatay seyrettiği bir gerçek. Bu nedenle yatırımcılar olası bir düşüş tehlikesi nedeniyle yatırım yapma konusunda temkinli davranıyorlar. Bu da piyasanın aşağı veya yatay yönlü seyrine devam etmesiyle sonuçlanıyor.
Kripto para piyasasının toplam değeri geride bıraktığımız son 20 günde %6 azaldı. Bu da kripto paraların piyasa kapitalizasyonunun 20 milyar dolar değer kaybettiği anlamına geliyor.
Bu değer kaybının olası nedenlerinden biri de yaklaşan 2020 ABD Başkanlık Seçimi. Joe Biden ve Donald Trump’ın ekonomi ve ülke yönetimine ilişkin politika ve görüşlerinin farklı olması ve seçim sonucunun küresel piyasalar üzerindeki olası etkileri ciddi derecede küresel piyasaları etkileyeceği düşünülüyor.
Ancak tüm bunlara rağmen kripto para piyasasındaki yukarı yönlü bir ivme DeFi piyasasını da harekete geçirebilir. Dahası özellikle son günlerde önemli ölçüde değer kaybı yaşayan bazı popüler DeFi token’larının ciddi kayıplarının yaralarını sarması yatırımcıların merkezsiz projelere olan güvenini boşa çıkarmaması adına oldukça önemli.
Merkezsiz uygulamaları barındırmak için tasarlanmış sayısız Blockchain ağı olmasına rağmen, DeFi projeleri çoğunlukla Ethereum ağında geliştiriliyor. Ağdaki işlem ücretleri, merkezsiz finans protokollerinin büyük bir popülariteye ulaşması nedeniyle tüm zamanların en yüksek seviyesine yükselmişti. Bu durum kripto para topluluğunda birçok kişinin, DeFi projelerinden kar etmenin sadece balinalar için mümkün olduğuna inanmasına neden olmuştu.
Gerçekten de, çoğu durumda kullanıcılar basit stake işlemleri için 100 dolardan fazla işlem ücret ödemek zorunda kalıyordu ve bu da küçük yatırımcıların işlem yapmasını iyiden iyiye zorlaştırıyordu.
Ethereum 2.0, bu tür sorunları gidermeyi amaçlayan bir ölçeklenebilirlik çözümü ve uzun süredir toplulukta beklenen bir güncelleme. Başarılı olursa, merkezsiz finans piyasasını yatırımcılar için çok daha erişilebilir hale getireceğinden, yeni bir hiperbolik ilgi dalgasını kolayca başlatabilir.
